Toplumsal Yapıların Derinliklerinde Bir Hikâye: “Büyük Hesaplaşma” Hangi Platformda? Bir araştırmacı olarak toplumun karmaşık dokusuna baktığımda, her bireyin ve her davranışın aslında daha büyük bir yapının yansıması olduğunu görürüm. “Büyük Hesaplaşma” adlı yapımın izleyiciyle buluştuğu platformu merak etmek, yalnızca bir izleme tercihinden ibaret değildir; bu merak, modern insanın anlam arayışını, kimliğini ve toplumsal roller içindeki yerini sorgulama biçimidir. Çünkü bir diziyi ya da filmi seçmek, artık yalnızca bir eğlence tercihi değil, aynı zamanda kültürel bir yönelim, sınıfsal bir duruş ve toplumsal aidiyetin dışavurumudur. “Büyük Hesaplaşma”: Dijital Çağın Aynasında Toplumsal Bir Yansıma “Büyük Hesaplaşma” adlı yapım, son dönemde dijital platformlarda geniş…
Yorum BırakYazar: admin
Astrolojide Güneş Saati Ne Zaman? – Kelimelerin Işığında Bir Kozmik Yolculuk Kelimelerin Güneşi: Anlamın Doğuşu Bazı kelimeler vardır ki, yalnızca anlamı değil, zamanı da aydınlatır. Güneş saati — sadece gökyüzündeki ışığın yeryüzündeki gölgesine vurduğu bir ölçü değildir. Bu kavram, insanın kendini evrenin nabzına göre ayarlama çabasıdır. Astrolojide güneş saati, ruhun gölgesini ölçen bir metafordur; zamanı anlamanın değil, zamanı hissetmenin sanatıdır. Edebiyatın kalbinde de benzer bir arayış gizlidir. Tıpkı Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda”da zamanı kadın bilincinin dalgalarına benzetmesi gibi, astrolojide güneş saati de kişisel farkındalığın ritmini temsil eder. Bir hikâyenin başında doğan karakter, kendi iç güneşini bulana dek zamanla,…
Yorum BırakGüç, Bilgi ve Tutku: Akademik Hırsın Siyasetle Dansı Bir siyaset bilimci için dünya, yalnızca seçimlerin, partilerin ya da devletlerin sahnesi değildir; aynı zamanda fikirlerin, kurumların ve bireylerin güç mücadelesidir. Akademik hırs da bu mücadelenin en görünmez ama en etkili alanlarından biridir. Çünkü bilgi, yalnızca öğrenilmez — aynı zamanda yönetilir, kullanılır ve iktidar ilişkileri içinde yeniden üretilir. Akademik hırs, bu anlamda hem ilerlemenin motoru hem de etik sınırların test edildiği bir laboratuvardır. Akademik Hırs Nedir? Bilgi Üretiminde Güç Arayışı Akademik hırs, bireyin bilgi üretiminde üstünlük kurma, tanınma ve etki yaratma arzusudur. Ancak siyaset bilimi açısından bu, yalnızca kişisel bir motivasyon değil;…
4 Yorum3 Güneş Var mı? Edebiyatın Işığında Bir Kozmik Sorgu Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Güneş Kelimeler yalnızca anlam taşıyıcı değildir; onlar evreni yeniden kuran, zamanı bükebilen ve insanın içsel karanlığını aydınlatan ışık parçacıkları gibidir. Her edebiyatçı, kendi kelime evreninde bir Güneş yaratır. Kimisi bu Güneş’i bir karakterin gözlerinde, kimisi bir şiirin son dizesinde, kimisi de bir romanın sessiz bir satırında bulur. Peki ya gerçekten “3 Güneş var mı?” sorusu, yalnızca gökyüzüne değil de, insanın iç âlemine yöneltilmişse? İşte o zaman mesele, bilimin değil, edebiyatın derin sezgisinin alanına girer. Birinci Güneş: Gerçekliğin Kör Eden Işığı İlk Güneş, hepimizin altında yaşadığıdır; sabahları doğar,…
Yorum Bırak1 Kitap Bastırmak Kaç TL? – Toplumun Değer Ölçüsünde Bir Kültürel Ayna Bir sosyolog olarak beni en çok düşündüren şey, bir toplumun nelere “değer biçtiği”dir. Bir araba, bir telefon, bir kahve fincanı ya da bir kitap… Her biri, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal sembollerdir. “1 kitap bastırmak kaç TL?” sorusu, ilk bakışta teknik bir maliyet sorusu gibi görünür. Oysa bu sorunun altında, bir toplumun bilgiye, üretime, emeğe ve söze ne kadar değer verdiği yatar. Bir Üründen Fazlası: Kitabın Toplumsal Değeri Kitap bastırmak, yalnızca bir yayın süreci değildir; aynı zamanda toplumsal bir üretim biçimidir. Türkiye’de ortalama bir kitabın…
Yorum BırakYapıp Etme Ne Demek? Siyaset, Güç ve Toplumsal İlişkiler Üzerine Bir İnceleme Siyaset, yalnızca hükümetlerin yönettiği, ideolojilerin şekillendiği ve güç ilişkilerinin kurulduğu bir alan değildir. Aynı zamanda, toplumsal yapıların nasıl inşa edildiği, kimlerin hangi kararları verdiği ve bu kararların halk üzerindeki etkilerinin nasıl belirlendiğiyle ilgilidir. Bir siyaset bilimcisi olarak, güç ilişkileri ve toplumsal düzen üzerine düşündüğümde, bazen basit gibi görünen kavramların derin anlamlar taşıdığını fark ediyorum. “Yapıp etme” gibi gündelik bir ifade, toplumsal yapılar, iktidar ve bireylerin toplumdaki rolü ile ne denli iç içe geçmiş bir kavram olabilir? Bu yazı, “yapıp etme” kelimesinin siyasal bağlamdaki anlamını, ideoloji, kurumlar ve vatandaşlık…
Yorum BırakUygulama Kilitleme: Edebiyatın Gücüyle Dijital Dünyada Bir Kilit Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Edebiyatın en temel öğesi olan kelimeler, sadece birer ifade aracı değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bir dünyayı şekillendiren güçlü araçlardır. Bir hikaye, karakterin yolculuğu, bazen yalnızca bir kelimeyle başlar. Tıpkı bir karakterin hayatını etkileyecek bir karar alması gibi, dijital dünyada da kullanıcılar, kendi sanal gerçekliklerinde dönüşüme uğrayacak kararlar alırlar. Bir uygulama kilitleme işlemi de tıpkı bir karakterin kaderini belirleyen bir karar gibi, bireyin dijital yolculuğunda önemli bir adım olabilir. Edebiyatın en güçlü yönlerinden biri, insanın iç dünyasına dokunma, düşüncelerini şekillendirme ve hayatını değiştirme gücüdür. Aynı…
Yorum BırakKanaatimce Ne Anlama Gelir? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk Bazı kelimeler vardır ki, sadece bir anlam taşımakla kalmaz; aynı zamanda düşünme biçimimizi de yansıtır. “Kanaatimce” de tam olarak böyle bir kelime. Gündelik konuşmalarda sıkça kullandığımız bu ifade, aslında kendi düşüncelerimizi dile getirmenin ötesinde, dünyaya nasıl baktığımızı da ortaya koyar. Bu yazıda, “kanaatimce”nin ne anlama geldiğini hem dilsel hem de düşünsel yönleriyle ele alırken, farklı bakış açılarını karşılaştırarak hep birlikte derin bir sorgulama yapalım. “Kanaatimce” Ne Demek? Kelimenin Kökeni ve Temel Anlamı “Kanaatimce” kelimesi, Arapça kökenli “kanaat” sözcüğünden türemiştir ve “benim kanaatıma göre”, “bana kalırsa”, “benim düşünceme göre” anlamına gelir.…
Yorum BırakHülagû Han Türkleri Katletti mi? Tarih, Öğrenme ve Empati Üzerine Bir Pedagojik Yolculuk Öğrenmek, yalnızca bilgi edinmek değildir; insanın dünyayı ve kendini yeniden anlamlandırma sürecidir. Bir öğretmen olarak her derste fark ettiğim şey, öğrencilerin tarihî konulara yaklaşımlarında merak kadar duygusal yargıların da etkili olduğudur. Özellikle “Hülagû Han Türkleri katletti mi?” gibi tarihsel olarak hassas bir soru, sadece geçmişi değil, bugünü de anlamak için fırsattır. Bu yazıda, tarih öğrenimini bir eleştirel düşünme pratiği olarak ele alacak, Hülagû Han dönemindeki olayları pedagojik bir perspektiften tartışacağız. Hülagû Han Kimdi? Tarihsel Bağlam ve Olayların Gerçekliği Hülagû Han (1217–1265), Cengiz Han’ın torunu ve İlhanlılar Devleti’nin…
Yorum BırakGülzâre Ne Demek? Toplumsal Anlamın Bahçesinde Bir Sosyolojik Yürüyüş Bir Sosyoloğun Gül Bahçesinde Düşünceleri Toplum, bir bahçe gibidir. İnsanlar, o bahçede filizlenen çiçeklerdir; her biri farklı kokuda, renkte, biçimdedir. Fakat bazı kelimeler vardır ki, bu bahçenin kendisini temsil eder. “Gülzâr” işte böyle bir kelimedir. Osmanlı Türkçesi kökenli olan “gülzâr”, “gül bahçesi” anlamına gelir. Ancak bu sözcük yalnızca fiziksel bir mekânı değil, aynı zamanda toplumsal duyguların, cinsiyet rollerinin ve kültürel estetiğin de taşıyıcısıdır. Bir araştırmacı olarak, “gülzâr” kelimesinin dildeki varlığının toplumun ruhunu nasıl yansıttığını anlamaya çalıştığımda, fark ettim ki bu kelime yalnızca bir bahçeyi değil, bir yaşam biçimini, hatta bir ilişki…
Yorum Bırak